Translate

7 Ekim 2013 Pazartesi

Tekirdağ'da Paraşüt

Geç kalınmış bir yazı bu. Daha önce yazmam gerekirdi, özür dilerim ilgilenenelerden. Paraşüt hakkında hislerimi içimde geldiğince yazmak istiyorum. Paraşüt eğitimimi Tekirdağ/Uçmakdere'de bir proje kapsamında alıyorum. Ekip gerçekten çok iyi heryönden. Gerek teknik gerek kişilik. :)
İlk derste tandem yapacakken uçmanın nasıl olduğunu öğrenmek için hocaya soru yöneltmiştim neye benzediğiyle ilgili. O da aşık olmak gibi dedi. Başta anlamamıştım fakat sonra dank etti ne demek istediği. Ayakların yerden kesiliyor, hoca bunu kast etmişti. O hafif rüzgarın kollarına bırakıyorsun kendini ve gökyüzünden adeta karıncaları izliyorsun, onlar da seni izliyor tabi. :) Tepedeyken var gücünle koşman gerekiyor zıplamadan, sonra süzül istediğin yere hatta profosyonelleştikten sonra dilediğince havada asılı kalma şansın var. :)
İlk uçuşumu 600 metreden hocayla gerçekleştirdim, yani tandem uçmuş oldum. İnişimiz çok eğlenceliydi. Yeryüzüne ayağını attığın anda koşmaya devam etmen lazım, çökersen eğlencesi kalmıyor bu işin. Havadayken kuş gibi oluyorsun ve paraşütün de seni çekmesiyle ağırlığını hissetmiyorsun bile. İnsan gerçekten yaşadığını anlıyor uçarken. :) Hissediyor havayı üstünde. :) Rüzgarla iş birliği yapmayı öğretiyor paraşüt insana. Her rüzgarda uçulmaz. Önce yönünü, şiddetini vs saptaman lazım. Arkadaşça bir rüzgar varsa uçabilirsin aksi taktirde tehklikeli iş. Ekip çalışmasını ya da tek başına karar alma yeteneğini geliştiriyorsun ayrıca.
Diyeceğim o ki uçmak aslında anlatılmaz yaşanır. Muhtemel 600 metre gözünüzü korkuttu fakat zaten başta siz de hocayla uçarsınız ve kimse kendi hayatını riske atmak istemez. Sizi de aramızda görmekten büyük mutluluk duyarız. Şimdiden bol eğlenceler. :) (Bu kısım biraz reklam kokan hareketlerden oldu fakat bu yazı reklam amaçlı değildir, bilgilerinize. :) )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder